İnsanları manevi yönden şekillendiren iki önemli değerden birisi din diğeri de ahlâktır. Bazıları bunun ikisinin de aynı olduğunu söyler ama dünya ülkelerini incelediğimizde pek de böyle olmadığını görürüz. Örneğin hiçbir ilahî dine mensup olmayan ve ahiret kavramının olmadığı Japonların ahlâki yönden en önde gelen toplumlardan biri olması ahlâk kavramının yalnızca dinle açıklanamayacağının en büyük kanıtı.
Peki ama o zaman Hz. Muhammet’in “Din güzel ahlâktır.” sözüne ne diyelim? Buna göre, tüm Müslümanların aynı zamanda güzel ahlâklı olmaları da gerekmiyor mu? Yani “ben Müslümanın” diyen herkes, ahlâk yönünden de kendine ve topluma iyi örnek olmak zorunda değil mi? Bir başka deyişle, dünyada ahlâki yönden ilk sıraları Müslümanların yaşadığı ülkelerin paylaşması gerekmiyor mu?
Tabii ki öyle olması gerekiyor ama acaba gerçekten öyle mi?
İşte burada İngiltere’nin Greenwich Üniversitesi için gerçekleştirilen bir sosyal deneyden söz etmek istiyorum. Üniversite tarafından görevlendirilen 5 Öğrenci, Türkiye, Japonya, İngiltere, Mısır, Kanada, G. Kore, Çin, İran, Fransa, Almanya, Norveç ve İsviçre'nin başkentlerinin en işlek caddelerine kamera yerleştirip, içine 50-20-10 dolar ve kime ait olduğuyla ilgili iletişim bilgileri bulunan cüzdanları caddeye bırakıp gözetlemeye başlıyorlar. Aynı deney tüm ülkelerde 30 kez yineleniyor ve cüzdanları bulup da içindeki bilgilerin yardımıyla geri getirenler sayılıyor.
Elde edilen sonuçları merak mı ettiniz? Keşke etmeseydiniz, çünkü ülkemiz için hatta Müslümanların çoğunlukta olduğu üç ülke için de tam bir utanç tablosu. İşte caddeye bırakılan 30 cüzdandan bulanların geri getirme sayıları:
Japonya: 28 cüzdan Kanada: 25 cüzdan Çin: 13 cüzdan
G. Kore: 28 cüzdan Almanya: 20 cüzdan Türkiye: 2 cüzdan
Norveç: 27 cüzdan İngiltere: 18 cüzdan İran: 1 cüzdan
İsviçre: 27 cüzdan Fransa: 13 cüzdan Mısır: 0 cüzdan
Şimdi de haddimizi bilerek ve ukalalık yapmadan bu sonuçları değerlendirelim:
1. Din ve ahlâk birbirinden ayrı kavramlardır.
2. Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde ahlâk kavramı zayıftır. Yani Müslümanlar Hz. Muhammet’in “Din güzel ahlâktır” sözüne taban tabana zıt bir yaşam tarzı sürmektedirler.
3. Dinî kavramları öne çıkararak yönetilen yani lâik olmayan ya da lâikliği gerçek anlamda uygulamayan ülkelerde ahlâk kavramı sözde kalmış, beyinlere kazınıp yaşam tarzına dönüştürülememiştir.
Ve ülkemizle ilgili bazı somut öneriler:
1. Ahlâk kavramını öne çıkaran, yani kul hakkı yemekten çekinen, tarafsız ve adaletli, doğrudan yana, çalıp çırpmayan, yalandan ve riyadan uzak, şeffaf bir yönetim anlayışı egemen kılınmalıdır.
2. Şekil Müslümanlığına ya da Arapların geleneklerini din olarak gösteren dini akımlara ve mezhepçiliğe prim veren bakış açısı terkedilip tüm toplumu kucaklayan birleştirici gerçek bir dini politika izlenmelidir.
3. Diyanet İşleri Başkanlığı hac, umre, tatil sitesi, vb. işin içine paranın girdiği ticari organizasyonları özel kurumlara bırakıp denetleyici görev üstlenmeli, böylece de asıl görevi olan Kuran’ı Kerim’de bize emredilen gerçek dinin ne olduğu ya da ne olmadığı üzerine kafa yorup toplumu o yönde aydınlatmalıdır.
Hayali bile güzel değil mi!
DÜŞÜNEN SÖZLER:
• Demir gibi cahili, altın gibi bilginden daha kıymetli yapan şey, ahlâktır. MEVLANA
• Öyle ahlâklı ol ki, düşmanın bile seninle düşman olduğuna utansın. HZ. ALİ
• O kadar cahilsiniz ki, dinimiz var diye ahlâka ihtiyaç kalmadığını sanıyorsunuz. NİKOLA TESLA
• İslâm’ın temeli güzel ahlâk, ahlâkın özü bilgi, bilginin özü akıldır. H. BEKTAŞ VELİ
• Bir milletin ahlâkı dişleri gibidir. Çürüdüğü nispette acısını hisseder. BERNARD SHAW
• Servet kaybolunca hiçbir şey kaybolmaz. Sağlık kaybolunca bir şey, ahlâk kaybolunca her şey kaybolur. EPİETEDOS
• Pek çok din vardır ama ahlâk tektir. J. RUSKİN
• Cahilde eksik olan akıl değildir. O kurnazdır; eksik olan ahlâktır. Ferit EDGÜ