2024, 21 Kasım Perşembe İskilip Hava Durumu IMG 11.1°C parçalı az bulutlu Sık Kullanılanlara Ekle İletişim Künye Reklam RSS
IMG-LOGO
Ana Sayfa Sanatın Yaratıcı Elleri

Sanatın Yaratıcı Elleri

05 Eylül 2015 - 16857 Defa Okundu
Sanatın Yaratıcı Elleri

Faruk CAYMAZ’ın Söyleyişisi:

Ünlü üstat Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yazma sanatından etkilenenerek “sanatın yaratıcı elleri “Kevser Kartal.

Üzerimde hem insan olarak hem de hoca olarak büyük emeği olan “Hughettte Eyüboğlu ile tanışmam hayatımın dönüm noktası olmuştur” diyen Kevser hanım ile sanat yolcuğuna çıktık.

-Kevser Kartal kimdir?

Ailemin yüzyıllardır yaşadığı Çorum-İskilip’de doğdum. Eğitimimi doğduğum topraklarda tamamladım .

İskilip’deki Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun kaldığı evin Yazmalı Konak olarak müzeye dönüşmesi çalışmaları sırasında daha sonra hocam olan Hughettte Eyüboğlu ile tanıştım. Sanat yolculuğumda bu tanışmanın payı tartışılamayacak kadar büyüktür.

İskilip hayranı olan Bedri Rahmi’nin yazmalarından etkilenerek Yazmalı Konak  atölyesinde Hughette Eyüboğlu’nun öğrencisi oldum.

Kendi düş dünyam gibi, sınırları olmayan baskı sanatını, başka sanatlarla birlikte kurgulayıp harmanlayabileceğim bir sanat olarak gördüm.

Bununla birlikte yeni bir dünyayla buluşmam gerektiğini düşünerek  Hitit Üniversitesi Geleneksel El Sanatları Bölümü’nde eğitimimi tamamladım.

Halen Çorum’daki atölyemde serbest çalışmalar yapıyor, gruplara kurs ve özel dersler veriyorum.

Baskı Sanatı eskisi gibi Ülkemizde çok üzerinde durulan bir konu değil. Hatta sanat bile unutulur hale geldi. Gördüğümüz kadarıyla atölye ve kurslarınızla yoğun bir çalışmaya girişmişsiniz. Bu sizi yormuyor mu?

Bu geleneksel sanatın üstatlarının anlatımlarından biliyoruz ki, bu sanata gönül vereceklerin çok yorucu bir iş olduğunu bilmeleri gerekir. Bunu göze aldığınızda geriye dönüşünüz yoktur. Çünkü, elle çizilerek ya da ağaç kalıplar kullanılarak yapılan bir desenleme tekniği olan yazmacılıkta geleneksel bütün desenleri kullanabildiğimiz gibi, kendi tasarım desenlerinizi de uygulayabiliyorsunuz.

Bunun zahmetli ve uzun bir süreç gerektirdiğini söylemeliyim. Bu emeğin sonucunda son derece sanatsal çalışmalar çıkarabilirsiniz. Bu sizi öylesine büyüler ki; baskı yaparken dünyadan kopar, hem dinlenip-eğlenir hem de geleneksel motiflerin yanı sıra kendi özgün motiflerinizi yaratabilirsiniz.

Hiç bir baskının bir sonrakinin aynı olmaması ise, ayrı bir heyecan verir sanatçıya. Türk Yazmanlığının yöresel, değişik özellikleri, renk ve boyaları vardır. Ülkemizde bu teknikle kompoze edilen sanata yazmacılık, çalışmalara da ‘yazma’ denilmektedir.

Eski kalıpların müzelerde sergilendiği bu geleneksel sanatımızı yeni bir yaklaşım ve yeni projelerle canlandırmaya çalışıyoruz. Osmanlı motifleri, lale ve çiçek motifleri, Selçuklu motifleri, bindallı,  Anadolu oyaları,  Anadolu mezar sitelleri, hat serisi,  yelkenliler, Hitit, Urart, Anadolu mozaikleri, Orta Asya-Türk Kültürü- Orhun Yazıtları, Tamgalar, Kent Kent Türkiye, Troia, Şaman kültü,  Anadolu insan silüetleri ve giysileri,  Anadolu halı ve kilim motifleri , çintemani, hamamiye gibi evrensele açmamız gereken zengin bir mirasımız var. Bu mirası geleceğe taşımak adına yola çıktığınızda yorgunluğunuzu düşünemez oluyorsunuz.

-Çorum, Hitit medeniyetinin başkenti. Eserlerinizin çoğunda Hitit motiflerini görüyoruz. selçuklu ve Osmanlı motifleri başta olmak üzere, geniş bir yelpazede çalışmalarınız. Motiflerinizde daha çok geçmişin gözlerine dokunmalarınız var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Hitit uygarlığı üzerine çokça çalışmamın memleketim  olmasının ötesinde önemli etmenleri var.  Anadolu’nun  eski ve köklü geleneksel sanatlarından birisi olan “baskı sanatı”nın, tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte bazı mühür tipi kalıplar- yazılı buluntularla bin tanrılı halk Hititler’e dayandığını biliyoruz.

Ayrıca HititUygarlığının motifleri, sanatın kaynağından beslenmesi gerektiği düşüncesi kadar, baskı sanatının teknik özelliklerine de çok uygun desenler olmasıdır.

Yine aynı şekilde Anadolu Uygarlıklarının izlerini geleneksel sanatlarda yaşatmalıyız. Dikkat çekilmesi gereken bir başka husus da özgün tasarım ve güzellikleriyle Selçuklu Uygarlığı  ve süsleme sanatlarında zirveyi yakalayan Osmanlı motiflerinin kullanılmasıdır. Öyle ki, baskı sanatının Osmanlı da saray eşyaları arasına bile  girdiğini biliyoruz.

Geleneksel Türk sanatları arasında özel bir yere sahip olan baskı sanatının türkü ve şarkılarımıza da konu olduğunu düşündüğümüzde, geçmişin gözlerine dokunmadan bu sanatı sürdürmek öze ihanet olur.Kaldı ki, geçmişin mirasını, çağdaş sanatla buluşturan bir çok stilize çalışmam da ayrıca yoğun talep görüyor.

Bu anlamda bu geleneksel sanatımızın yaşaması için tarihle günümüzü buluşturan çalışmalara ihtiyaç olduğu kesin. Bir yandan da buna kafa yormakta ve uyarlamalar yapmaktayım.

-Sizi ,Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun “biz mektup yazardık” adlı sergisinde Hughette Eyüboğlu ile olan yakın ilişkinizle tanıdık. Sanırız bu konuda çok güzel bir geçmişiniz var. Hughette hanım övgüyle bahsetmişti Sizden. Gerisini sizden öğrenebilir miyiz?

Baskı sanatı ile buluşmamın öyküsü  ilginçtir. Doğduğum ve eğitimimi tamamladığım İskilip’de, Bedri Rahmi Atölye geleneğini sürdüren gelini  Hughettte Eyüboğlu ile tanışıp, İskilip hayranı olan Bedri Rahmi üstadın yazmalarını  gördüğümde hayranlıkla ve merakla inceledim. Bu sonradan hocam olan Hughette Eyüboğlu’nun dikkati çekmiş.

Üstat Bedri Rahmi Eyüboğlu Anadolu’nun binlerce yıllık zengin birikimini keşfedip Anadolu’nun tarihi motiflerine, dolayısıyla yazma sanatına aşkla bağlananlardan.

Etkilendiğim bu sanatı üstat Bedri Rahmi Eyüboğlu Yazmalı Konak atölyesinde hocam Hughette Eyüboğlu’ndan öğrenmek benim için bir dönüm noktası oldu.

Kendi düş dünyamı uyarlayabileceğim, sınırları olmayan, özgür, kışkırtıcı, hayal soyut çalışmalar yapabileceğim, hatta başka sanatlarla birlikte kurgulayıp harmanlayabileceğim  bi rufuk açtı bana hocam.

Artık yeni bir dünyayla buluşmam gerektiğini eğitimimi bu yönde tercih etmemi sağladı. Hiç sorgulamadan  Hitit Üniversitesi Geleneksel  El Sanatları Bölümü’ne kayıt yaptırarak eğitimimi tamamladım.

Üzerimde hem insan olarak hem de hoca olarak büyük emeği var. Beni kızı olarak kabul etti ve bildiklerini sonuna kadar aktarmaktan vazgeçmedi. Halen zorluklarla karşılaştığımda ya da pes  noktasına gelip içim daraldığında sığınağım ve güç kaynağım olmayı sürdürüyor. Bundan dolayı hocam bir sevgi yumağıdır, bu sanatı üstat Bedri Rahmi Eyüboğlu yeniden nasıl var ettiyse, HughetteEyüboğlu’da günümüzde yeniden canlandıran, yaşaması için, öğrenci yetiştiren bir ekolün temsilcisidir.

-Atölyeniz var ve burada öğrencilerinizin olduğunu gördük. İlgi nasıl?

Anadolu’ nun gizemli sırlarını keşfederek, geleneksel desenlerden özgün yeni modern bir tarz ortaya koymaya çalışıyorum. Bu geleneksel sanatımızın sonsuza ulaşması için, bütün engelleri yıkacak amazonlara ihtiyaç olduğunu gördüm. Sırf bu yüzden eğitimimi tamamlar tamamlamaz bir atölye açmayı planlamıştım ve bunu hiç sorgulamadan gerçekleştirdim.

Bu geleneksel sanatın yaşaması adına bir çok ulusal ve uluslar arası etkinlige katılıp uygulamalar yaptım. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu kapsamda açtığı kurslarda “ Baskı Sanatı” eğitmeni olarak bu sanatın yeni kuşaklarca sevilmesine ve geleceğe aktarılmasına çalıştım. Deneyimlerime güvenen ve bu geleneksel sanatımıza ilgi duyanlar hatta merak edenler atölyemde düzenlediğim kurslara ilgi gösteriyorlar.

Atölyeyi daha çok bu alanda araştırmalara ağırlık verecek bir ekibin oluşmasını sağlamak üzere kurduğumu söylemeliyim.En iyi kalıbı çıkartabilmek için ıhlamur ağacı aramaktan, özgün desenler yaratmaya, kumaşını Buldan’dan sağlamaya   kadar dinamik ve titiz bir yaratının içerisinde olacağız.

-Sanatçılığınız dışında annesiniz aynı zamanda ikisini birarada yürütmek nasıl bir şey?

Geleneksel sanatlardan kadın elinin çekilmemesi gerektiğine inanıyorum demiştim. Elini taşın altına koymuş, pratik tarafı kadar teorisine de hakim, akademik eğitimini tamamlamış yetişkinlerin profesyonel davranmaları gerekiyor.

Bir kızım ve oğlum var. Eğitim süreçleri başladığı için, yoğunluğumu anlayabiliyorlar. Hatta atölyede bir yandan sanatla buluşuyor diğer yandan boyama yapmaktan büyük zevk alıyorlar. Onları ihmal etmeden bir çalışma planı oluşturdum. Kendime ayırdığım zamandan ödün vererek yoğun çalışmalar yapıyorum, bundan şikayetçi değilim.

-Ülkede son zamanlardaki kaosu bir kenara bırakırsak,nasıl bir gelecek düşlüyorsunuz? Sergi açmayı ve eğer varsa böyle çalışmalarınız,nerelerde açmayı düşünüyorsunuz?

Bir çokulusal ve uluslar arası etkinliğe katılıp uygulamalar yapıyorum.Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu kapsamda açmış olduğu kursda “Yazma Baskı” eğitmenliğim var. Sonbaharda yine Çorum Halk Eğitim Merkezi eğitmenliğimde bir yıl süreli bir kurs açacağız.

İlk defa Ankara’da CEPA ve Ankara Kalesindeki GESAV büyük sergisinde bulundum.  Öncesinde İskilip Yazmalı Konak, Yazma Baskı Kursu yıl sonu sergisi, Hitit Üniversitesi yıl sonu karma sergisinin yanı sıra 2014 yılında UTEF-Uluslararası Trabzon Edebiyat Festivali’nde Bedri Rahmi Eyüboğlu Sanatında Anadolu Motifleri başlıklı  oturumlarda  sunum ve uygulamalarda bulundum.

2015 Dünya Kadınlar Günü’nde Ankara Kalesi Atpazarı Sanat Sokağını yeniden tarihsel dokusuna dönüştürme çalışmaları kapsamında Emin Antik Sanat Galerisi’ndeki kişisel sergimve  uygulamalarım oldu.

2015 Yılında Çankırı Karatekin Üniversitesi 4. Uluslararası Sanat Çalıştayına davetli olarak katılıp tanınmış akademisyen ve sanatçılarla birlikte uygulamalar yaptım.

2016 yılı yazında Bodrum’da Mor Sanat Galerisinde açacağım konseptli serginin hazırlıklarını sürdürmekteyim. Ardından Ankara ve İstanbul sergileri gelecek yeni çalışmalarla.

-Tablolarınızı çok beğenmiştim ve bir tanesini aldım. Benim gibi Sanata değer veren insanlar,tablolarınızdan almak isterlerse size nasıl ulaşabilirler?

Yeni bir  internet sayfası oluşturdum. Buradan çalışmalarımı seçerek satın alabilecekleri gibi, toplu çalışmalar için de buradan irtibat kurabilirler. Ayrıca Çorum’da da atölyedeki  sergiden temin edebilirler.


Haber Kaynağı:http://www.hurbakisim.com/sanatin-yaratici-elleri.html

Etiketler: